28 Temmuz 2008 Pazartesi

Cem Yılmaz dan İSTİKLAL MARŞI Yorumu...

İSTİKBAL MARŞI
Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak!
Dönmeyip Amerika'da, arlanmaksızın yaşayacak!.
O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak,
Hortumladıkları benimdir, milletimindir ancak!
Çalma, kurban olayım hepsini ey hırslı çakal!
Gariban halkıma da bir pul bırakacak kadar al!
Olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal,
Hakkını vermezsen burdaki ortaklarının behemehal!
Ben ezelden beri aç yaşadım, aç yaşarım!
Hangi hükümet beni kurtaracakmış, şaşarım!
Kurumuş musluk gibiyim, ne akar ne taşarım!
Yırtsam da bir tarafımı, hiç görülmez başarım!
Mali krizler, yoluna örmüşse çelikten bir duvar,
Benim .ceğiz, .cağız diyen bir hükümetim var!
Bağırsın korkma, nasıl işimize burnunu sokar?
'Avrupa Birliği' denen tekdişi kalmış canavar!
Arkadaş, Meclis'e namusuyla çalışanları uğratma sakın!
İşe aldıracakların, olsun hep sana yakın!
Gelecektir, cezanı vereceği günler Hakkın,
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın!
Yaktığın yerleri 'orman' diyerek geçme, tanı!
Çalışanı işten at, doldur kadroya yatanı!
Gözleri açık yatır seni kurtaran atanı,
Satılmadik o kaldı, durma satıver şu vatanı!
Sermaye mutlu olsun, olsa da çevre feda!
Semizlettin Apo'yu, mezarında dönsün Şüheda!
Uydurma kanunlarla Meclis'ten getirin seda!
On bin Yıllık tarihe, yurdum ederken veda!
Cümlenizin bu yurdu yok etmek mi emeli?
Yediginiz herzelere başka ne demeli!
Oyuverin altını iyice sallansın temeli,
Yurdumun ki, sonunda vatandaş kükremeli!
O zaman durur belki gözümden akan yaşım,
O zaman doğrulur belim, yukarı kalkar başım,
O zaman boşa gitmez yıllar süren uğraşım!
HESABINI VERİP TE GİTTİĞİNİZ GÜN KARDAŞIM,
Dalgalanın dolar gibi sizde şimdi ey suçlular!
Olsun artık soyguncuya vurulacak bir yular,
Ebediyen, öyle yok hesapsız bir iktidar!
Hakkıdır garip yaşamış vatandaş 'ın da gülmek,
Hakkıdır ezilmiş milletimin, aydınlık bir İstikbal!
Cem YILMAZ

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

İlk önce Facebook da, daha sonra da mailler aracılığı ile karşılaştık.
Her ne kadar usta komedyen Cem YILMAZ 'ın yazdığı idda edilsede gerçeğin ne olduğunu şu an kimse bilmiyor...
Yine de yerinde anlatımıyla gerek Türk siyaseti ve politikacılarına, gerekse ülke ve millet üzerinde oynanan oyunlara bir gönderme niteliği taşıyan İstiklal Marşı 'mızın uyarlanmış halidir.
Yazan her kim olursa olsun ülke sorunlarına yönelik bu anlatımından dolayı kendisine teşekkür ederim.
Halkımızın her zaman ve her duruma karşı daima bilinçli olması temennisiyle...

MSN Mesenger Paralı mı Olacak ?

yollarmisin? cunku 1 ağustos
msn messenger paralı olcak,
ama sen bunu msn messengerından
12 kisiye yollarsan seniin icin
bedava! bu bir saka değil
(inanmasan
msn.com'a bak) eğer
sen bu maili 12 kisiye
yollarsan msn icon'un mavi

olacak.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sanırım 2000 yılından beri dolaşan ve artık şehir efsanesine dönüşmüş bir konu!
Tek amaç tüm msn adreslerine ulaşmak isteyen bir kaç kişinin sürekli birilerine gönderdiği boş maillerden başka birşey değil.
Şaşırtıcı olan ise gayet ciddi bir dille msn.com 'un kaynak gösterilmesi!
Benim kanaatimce milyonlarca kişinin kullandığı msn 'in paralı olması bu şirketinde asla işine gelmeyecektir.
Şayet milyonlara ulaşan üyelerini bir anda kaybetmekle sonuçlanacak bir son onları beklemektedir.
Sanal alem dediğimiz internet dünyasında msn 'e alternatif olacak bir çok şirket halihazırda bulunmaktadır.
Unutmayınki MSN de ICQ 'ya alternatif olarak çıkmıştı.
Paralı olması durumunda ICQ 'nun başına gelenler kendisininde başına gelebilir...

13 Temmuz 2008 Pazar

Asrın Buluşu ERKE

Asrın buluşu (!) ERKE ortaya çıktı
Üst düzey emekli komutanların katıldığı gösterişli bir tören ve reklam kampanyasıyla tanıtılan, ancak geçen 1.5 yıl içerisinde bir daha haber alınamayan "asrın buluşu Erke Dönergeci" çalışmaları sessiz ama derinden devam ediyor. TPE'den (Türk Patent Enstitüsü) patent aldığı ortaya çıkan Erke Dönergeci, şimdi de uluslararası patentin peşinde..

Erke Dönergeci için 10 Ekim 2006 tarihinde yapılan patent başvurusu sonuçlandı. TPE'nin, Erke Dönergeci'ne verdiği patent 21 Mayıs 2008 tarihli ve 2008/5 sayılı TPE Resmi Patent Bülteni'nde yayımlandı. Erke Araştırmaları Mühendislik AŞ., buluşun uluslararası patentine sahip olmak amacıyla Türkiye'nin de üyesi olduğu İsviçre merkezli WIPO'ya (World Intellectual Property Organisation - Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı) başvurdu. Erke buluşu WIPO'nun 17 Nisan 2008 tarihli bülteninde de "Gyroscopic apparatus" (Denge çarkı cihazı) başlığı ve PCT/IB2006/054206 uluslararası başvuru numarasıyla yayımlandı.

ERKE NASIL ÇALIŞIYOR?

Sır gibi saklanan Erke Dönergeci, patent belgesinde şöyle tanımlandı:

"Bu buluş, erke üreten bir kuvvet makinesi ve bu makinenin çalışma yöntemi ile ilgilidir. Daha da özellikle bu buluş ilk hareket verildikten ve güç elde edildikten sonra hareketin devamı ve erke üretilmesi için sistemin dışından erke girişi gerekmeksizin çalıştırılabilen ve verimi 1'den büyük olan bir kuvvet makinesi ve bunun çalışma yöntemi ile ilgilidir. Halihazırda erke üreten sistemlerde, örneğin pistonlu buhar makinesi, buhar türbini, gaz türbini, su türbini, rüzgar türbini, benzin motoru, dizel motoru, elektrik motoru, nükleer santral, esas çalışma prensibi mevcut erkenin başka bir yapıdaki erkeye dönüştürülmesidir. Bu sistemlerin erke üretebilmesi için sisteme dışarıdan devamlı erke uygulanması gerekmektedir. Ayrıca, dönüşüm kayıplarından dolayı bu sistemlerin verimi de 1'den büyük olamaz."

Erke Dönergeci'nde ise yükten dolayı gelen direnç makinenin bünyesinde elde edilen güç ile karşılanır. Erke üretme yöntemi ile çalışan makinelerde bir ilk hareket tertibatı vardır. Makine kendi kendine çalışmaya devam edecek hale gelinceye kadar bu tertibat vasıtasıyla makineye güç verilir. Makine çalışmaya başlayınca çıkışta sisteme verilen güçten daha fazla bir güç elde edilir.

DÖNDÜRMEK YETERLİ

Dönergec'in çalışması için kendi ekseni etrafında döndürülmesinin yeterli olduğu ve ayrıca bir enerji kullanımına gerek olmadığı da anlatılıyor:

"İvmelendirme hareketinin devamlılığının sağlanabilmesi için dönergecin kendi ekseni etrafındaki dönüş hareketinin ve uygulanan momentin devamlılık arz etmesi gerekmektedir. İvmelendirme hareketinin gerçekleşmesi için dönergecin kendi eksenindeki dönüş hareketine verilmesi gereken erke miktarı dönergecin kendi eksenindeki dönüş hareketine karşı olan dirençleri yenecek kadardır. İvmelendirme hareketi neticesinde maddenin atalet özelliğinden dolayı maddesel noktaların içinde kuvvetler meydana gelir. Bu kuvvetlerin bütünü iç etki kuvvet alanını meydana getirir. Erke Dönergeci'nde herhangi bir yakıt kullanılarak güç üretilmediği için çevreye zarar verilmemektedir."

ERKE'NİN İLK RESİMLERİ

Erke buluşunun temel özelliği, "ilk hareketi verdikten sonra sürekli enerji üretme yeteneğine sahip olması" olarak gösteriliyor. Diğer her türlü makineye enerji üretebilmesi için sürekli olarak dışarıdan enerji verilmesi gerekiyor. Erke Dönergeci ise ilk hareket verildikten ve güç elde edildikten sonra hareketin devamını sistemin dışından başka bir erke girişi gerekmeden kendisi sağlıyor.

KOD ADI F16B

TPE'nin hazırladığı Patent belgelerinde Erke Dönergeci "F16B 1/00" tasnif koduyla anılıyor. Buluşun sahibi "Mustafa Naci Öztürk". Patent Başvurusunu yapan firmanın adı "ERKE Erke Araştırmaları ve Mühendislik A.Ş." Buluş başlığı, "Erke üreten bir kuvvet makinesi ve bunun çalışma yöntemi ". Başvuru Numarası 2006/05622. Evrak Numarası "2006-G-171054"



---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bildiğiniz gibi 2006 'dan beri sır gibi saklanan ve saklanmakta olan Erke 'yi herkes merak etmekteydi. Öncelikle 1992 yılında tamamen Türk sermayesiyle kurulan ERKE Erke Araştırmaları ve Mühendislik A.Ş. buluşundan ötürü kutlamak gerekir. Herhangi bir yakıt gerektirmemesi, ilk hareketten sonra tekrar dışarıdan güç almamsıyla, hem çevreye zarar vermeyen, hemde ekonomik olduğu anlaşılan bir buluş. Kendilerininde belirttiği gibi öncelikle Türk Halkının kullanımına verileceği günü heyecanla bekliyorum.
Umarım Devletimiz de bu buluşa hakettiği değeri ve desteği vererek Türk milletinin onuru bir kat daha arttıracaktır.
Şimdiden Vatana ve Millete Hayırlı ve Uğurlu olsun...

ERDİL YAŞAROĞLU 'NDAN MOHİKAN ESPİRİLER








11 Temmuz 2008 Cuma

Yılmaz Özdil 'in 9 Temmuz 2008 Yazısı

Erkenekon!


Deli dana.

Kuş gribi.

Kene...


*

Hayvanat kafayı bize taktı!

*

Adamın biri tavuk yetiştirmeye karar vermiş. Civciv almış, saksıya ekmiş... Ertesi sabah "Büyüdü mü acaba" diye baktığında bir de görmüş ki, civciv ölü... Komşuya danışmış. Komşu demiş ki, "Kardeşim, delirdin mi sen, civcivi komple gömmüşsün, ölür tabii, sadece ayaklarını gömeceksin, öyle sulayacaksın..." Bizimki komşuyu dinlemiş, gitmiş yeni bir civciv almış, ayaklarından gömmüş, kafa dışarda, sulamış... Ertesi sabah "Büyüdü mü acaba" diye baktığında bir de görmüş ki, civciv ölü... "İyisi mi" demiş, "bilim adamlarına danışayım..." Oturmuş, üniversiteye mektup yazmış, ne yaptığını tek tek anlatarak, "durum böyle böyle" demiş... Üç gün sonra üniversiteden cevap gelmiş: "Saksının toprağını gönderin, tahlil yapalım!"

*

Gülüyorsunuz di mi?

Gülmeyin...

*

Bakın geçenlerde, Elazığ'da yaşandı. Yukarıdaki gibi fıkra değil, gerçek... Keçi sağarken bir kadının ağzına sinek kaçtı. Yanlışlıkla yuttu. Sineğin midesinde çoğalmasından korktuğu için ne yaptı biliyor musunuz? Haşere ilacı içti!

*

Özetle.

"Seçmen" buysa...

O seçmenin seçtiği Sağlık Bakanı, önce "Keneye karşı pantolon paçalarını çoraba sokun" diyor, sonra da "Basın niye kene ölümlerini haber yapıyor" diyorsa...

Birbirini imha etmek için Ergenekon falan kurmaya ihtiyacı yoktur o milletin.

Erkenekon halleder.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bilmiyorum ülkemin el değmemiş fakat yaratıcılıkta sınır tanımayan halkımın bu tarz feci haberlere konu olmasına

gülmek mi?,

yoksa ağlamak mı?

gerekir...

Ak Parti ilk 5 yıllık ülke yönetimi deneyiminde ülkeyi düşürdüğü durumdan sonra, seçimlerde 2. defa ve daha çok oyla tek parti olarak seçilmiş ve hükümeti kendi oluşturmuştu. Temmuz 2007 seçimlerinin açıklanmasıyla birlikte bu denli fazla oy alacağını düşünmediği parti hakklında insanlar seçim değerlendirmesi yapmaya başladı. Aralarında hep şu diyolog geçti:

"-Sen hangi partiye oy verdin

- b partisine

- İyi de! Bu adamlara sen oy vermedin, ben oy vermedim!!!!

Öyleyse kim oy verdi?"

Bu diyolog bizde 2 sonuç çıkartmaktadır:

1. si ya oy vermedim diyenlerden yalan söyleyenler var...

2. si bu işin altında bir çapanoğlu yatıyor...

10 Temmuz 2008 Perşembe

Yılmaz ÖZDİL 'in Yazısı

Zahmet olacak ama ara sıra teröristlerin telefonlarını da dinleyin


"150'şer kişilik, 40 ekip kuruldu.

Eşzamanlı baskınlar yapıldı."

Ergenekon operasyonunu böyle duyurmuştu devletin haber ajansı...

"150'şer kişilik, 40 ekip."

*

Evinde pijama-terlik oturan emekli generalleri yakalamak için "6 bin polis"i seferber edersen, bırak vatandaşları, polisi korumak için bile polis kalmıyor maalesef.

*

Hangi gazetecinin telefonda kiminle konuştuğunu, kiminle hatıra fotoğrafı çektirdiğini biliyorsun, dinliyorsun, izliyorsun... Adam elinde pompalı tüfekle burnunun dibine gelmiş, haberin yok.

*

Eminim, polislerimizi şehit edenleri, "Mustafa Balbay'ın tetikçileri" ilan edecektir yalaka gazeteler...

Biz gene de hatırlatalım:

Neve Şalom, Beth Israel.

Sadece 5 gün sonra...

HSBC, İngiliz Konsolosluğu.

Ya, Cumhuriyet Gazetesi?

6 günde 3 defa bombalandı.

Atıp, kaçtılar.

Atıp, kaçtılar.

Atıp, kaçtılar.

Kaçanlardan biri, gitti...

Danıştay'ı bastı.

Sonra, Hrant.

Şimdi, bu.

*

Vali, hep aynı vali.

Polis şefi, hep aynı polis şefi.

*

Türkiye'yi ve dünyayı ayağa kaldıran korkunç olaylar yaşanıyor bu şehirde... Belli ki, ağır istihbarat zafiyeti var, konsantrasyon bozukluğu var. Ama bakıyorsun... Havaalanında esas duruşta bakan karşılamaktan, gazetecileri dinlemekten, emekli generalleri o cezaevinden bu cezaevine taşımaktan, Sinan Aygün'ün eurolarını saymaktan, milletin gözüne biber gazı sıkıp, hastaneye gaz bombası atmaktan, tribüne kurulup maç seyretmekten, teröristleri takip etmeye vakitleri yok arkadaşların.
------------------------------------------------------------------------------------

Yılmaz ÖZDİL 'e hakvermemek elde değil. Hükümetin teröre karşı gösterdiği tutum, terörün insanlara gösterdiği tutumun yanında oldukça hafif kalıyor.
Suni gündemlerle halkı, polis teskilatını, gündemi oyalarken birde bakılıyor ki 'atı alan üsküdarı geçmiş',
eylemini pilanlamış, ölmesi GEREKMEYEN masum insanları öldürmüş.
Peki bu adamların eylemi plan aşamasındayken onları bulması, gözetlemesi, eylemi gerçekleştirmeden durdurması gereken kişiler NERELERDEYDİ??? Malum yine bir suni gündemde başrol verilmişti kendilerine.
Peki herşeyin yola girmesi, suçluların bulunması için hep mi, bu vatanın evlatlarının ÖLMESİ gerekli?
Bir kez olsun masumlar ölmeden olaylara engel olunsa OLMAZ MI?

8 Temmuz 2008 Salı

GÖYA OYUN ?

Biraz eylen bakalım ama sorulara çok içten cevap ver çünkü senin duyguların ve ilkler unutma saka degil…

Simdi bu oyunu ciddiye al ve sakın oyun bozanlık yapma!!!!

Anlastık mı??

Biliyorum biraz saçma ama güzel olmasa emin ol sana da göndermezdim…

Çünkü ben acayip saskınlık içersinde kaldım...

Oyunun sonunda güleceksin tabi oyun bozanlık yapmazsan...

Onun için her seyi sıra sıra okuman gerekiyor…

Oyunun ortasında korkacaksın belki…

Rahat dur ve devam et okumaya…

Bir isim yazacak olursan; emin ol ki o kisiyi tanıyorsun…

Bu oyun 3 dakikanı alacak onun için konsantre ol ve soruları duygularına göre cevapla…

Bana gönderen dileginin 10 dakika sonra gerçeklestigini söyledi…

HAZIR MISIN ?

HADI BAKALIM…

SIMDI BASLIYORUZ ÖYLEYSE…

ELINE BIR KAGIT VE BIR KALEM AL

UNUTMA!

Soruları sıra sıra cevapla ve sakın sonraki sayfaya bakma…

Sonra pişman olursun…

Hızlıca bakma sorulara, yoksa her sey bozulur…

SIMDI……

Elindeki kagıda yukarıdan asagıya dogru 1’den 11’e kadar numarala.

1 ile 2’nin yanına herhangi bir sayı yaz.

3 ile 7’nin arkasına degisik isimler yaz; ama baska bir cinsiyetten.

Unutma Son Slayta Hemen Geçmek Yok Söz Verdin…

4,5 ve 6’nın yanına isimler yaz Mesela aile ya da arkadaslarının isimlerini.

8,9,10 ve 11’in arkasına bildigin ya da sevdigin sarkıların adlarını yaz.

Simdi bir DILEK tut !

Tuttuysan simdi son slayta geç bakalım neler göreceksin…

Simdi gelelim açıklamalara…

Bu oyunu belirli kisilere anlat. Kaç kisiye anlatacagın yazdıgın kagıttaki, 2 numaranın arkasında yazıyor !

3'ün arkasına yazdıgın isim, çok sevdigin biri.

7'nin arkasına yazdıgın isim, sevdigin biri ama aranız olmuyor.

4'ün arkasına yazdıgın isim, kopamadıgın biri.

5'in arkasına yazdıgın isimi çok iyi tanıyorsun.

6'nin arkasına yazdıgın isim, sana sans getiren biri senin “luckystar'ın” yani sans yıldız'ın…

8‘in arkasına yazdıgın sarkı adı, 3 numaradaki kisiyle ilgili.

9'un arkasına yazdıgın sarkı 7 numara için.

10 numaradaki sarki sana çok bagli yani ruhuna iyi geliyor.

11'inci sarkı hayatla ilgili duygularını yansıtıyor.

Simdi bu mesajı 10 degisik kisiye gönderirsen tuttugun dilek gerçeklesecek

Eger yapmazsan tam tersi olur ve on yıl boyunca sanssızlık yasarsın…

KOPYALA VE GÖNDER

Eger 15’ten fazla gönderirsen F6’ya bas

Çünkü o zaman sevdigin kisinin ismini büyük yazılmıs göreceksın…

KORKUNÇ DEGIL MI?

DIKKAT

Eger bunu dikkate almazsan büyük askın senden nefret edecek

Ve sen 4000 gün olumsuzluklarla karsılasacaksın !

Eger yaparsan 4 gün içinde sevdigin birinden haber alacaksın !

Zinciri bozdugun takdirde ömür boyu olumsuzluklarla karsılasacaksın !

Bunun için bu maili 11 kisiye gönder!

En fazla 15 kisiye!


-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gayet masum bir test çözeceğinizi sandınız değilmi???
Malesef çoğumuzun saçma, olmaz böyle seyler, bir mail nasıl iyi yada kötü şans getirir arkadaş dediğimiz, ama yinede YA OLURSA!
korkusuyla yazılanı aynen yapıp gerekli kişilere, hatta bir an önce gerçekleşsin diye mümkün olduğun fazla kişiye gönderdiğimiz maillerden...
Ben bu tarz mailleri almaktan bıktım. Acaba gönderenler bıkmadı mı???
Üstelik kişiyi tehdit etmeyi ihmal etmeyen bu küstah maillere bir SON verelim!!! Zamanımızı bu tarz mailleri
ne okumak için,
ne yazmak için,
ne de göndermek için harcamayalım...