6 Ağustos 2008 Çarşamba

Ankara 'nın 80 Yıl Önceki Fotoğrafları












--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Genç Türkiye Cumhuriyetinin başkenti olan ve bu onur da modernleşme ve gelişme alanında çehresini yenileyen Ankaranın takriben 80 yıl önce çekilmiş fotoğrafları.
İlk bakışta göze çarpan çevreye ve insana saygılı, sanatın ve mimarinin buluştuğu tasarımlar.
Peyzaj ve mimari de gösterilen özen çok çabuk göze çarpıyor.
Günümüz mimarisindeki ruhsuz yapılaşmaya çok güzel bir örnek.

Kanserle Savaşta Önemli İpuçları

JOHN HOPKINS HASTANESİ'NDEN KANSER RAPORU

1) Herkesin vücudunda kanser hücreleri vardır. Bu kanser hücreleri birkaç milyara kadar çoğalmadıkça standart testlerde görülmezler.

2) Bir kişinin hayatı boyunca 6 ile 10 kez kanser hücreleri oluşabilir.

3) Kişinin bağışıklık sistemi güçlü olduğu zaman kanser hücreleri yok edilir ve çoğalarak tümör oluşturmalarına engel olunur.

4) Bir kişide kanser olması, o kişide çoklu beslenme eksikliği olduğuna işaret eder. Bunlar genetik, çevresel, beslenme ve yaşam tarzı faktörlerine bağlı olabilir.

5) Çoklu beslenme eksiklini yenebilmek için diyeti değiştirmek ve ek takviye almak bağışıklık sistemini güçlendirir.

6) Kemoterapi hem hızlı çoğalan kanser hücrelerini, hem de kemik iliğinde, sindirim sisteminde v.s.'deki hızlı büyüyen sağlıklı hücreleri yok eder ve karaciğer, böbrekler, kalp, akciğerler v.s.'de organ tahribatına yol açar.

7) Radyasyon kanser hücrelerini yok ederken; sağlıklı hücre, doku ve organları da yakar, yaralar ve zarar verir.

8) Kemoterapi ve radyasyon başlangıçta tümörün küçülmesine yol açar. Kemoterapi ve radyasyon tedavisinin uzaması tümörün daha fazla yok olmasına yol açmaz.

9) Kemoterapi ve radyasyondan dolayı vücut çok fazla toksin yüklenmesine maruz kalınca, bağışıklık sistemi ya tehlikeye düşer, ya da yıkılır; dolayısıyla kişi çeşitli enfeksiyonlara ve komplikasyonlara yenik düşer.

10) Kemoterapi ve radyasyon kanser hücrelerinde mutasyona neden olabilir ve dirençlerinin artarak yok edilmelerini zorlaştırabilir. Cerrahi işlem de kanser hücrelerinin başka taraflara atlamasına neden olabilir.

11) Kanser hücreleri ile savaşmakta etkili bir yöntem ise onları çoğalmak için ihtiyaçları olan gıdalardan yoksun ve aç bırakmaktır.

KANSER HÜCRELERİ AŞAĞIDAKİLERLE BESLENİRLER:

a- Şeker kanser besleyicidir. Şekeri kesilerek kanser hücrelerinin önemli bir gıdası kesilmiş olur. NutraSweet, Equal, Spoonful v.s. gibi tatlandırıcılar zararlı olan Aspartam ile yapılırlar. Daha iyi bir tatlandırıcı Manuka balı veya molastır, ama az miktarda alınmalıdırlar. Sofra tuzunda beyazlatıcı olarak kimyasallar bulunmaktadır. Daha iyi bir seçenek Bragg'in aminosu veya deniz tuzudur.

b- Süt vücudun, özellikle sindirim sisteminde, mukus üretmesine neden olur. Kanser mukusla beslenir. Süt yerine tatlandırılmamış soya sütü tüketilerek kanser hücreleri aç bırakılabilir.

c- Kanser hücreleri asit ortamda gelişirler. Et temelli diyet asittir ve sığır eti veya domuz eti yerine bol balık ve az tavuk eti yemek en iyisidir. Ette, özellikle kanserli kişilere zararı olan, canlı hayvan antibiyotikleri, büyüme hormonları ve parazitleri bulunur.

d- %80 taze sebze ve meyve suyu, kepekli tahıllar, tohumlar, nohutgiller ve biraz meyveden oluşan bir diyet vücudu bazik (alkali) ortamda tutar. %20 de fasulye içeren pişmiş gıdalardan oluşabilir. Taze sebze suları kolayca emilip 15 dakika içinde hücre düzeyine ulaşabilen ve sağlıklı hücreleri besleyen ve çoğalmalarını hızlandıran canlı enzimler içerirler. Sağlıklı hücre üretimi için gerekli olan canlı enzimlerin sağlanması amacıyla, taze sebze (sebzelerin çoğunluğu ve fasulye filizi) yiyin veya suyunu için ve günde 2-3 kez çiğ sebze yiyin. Enzimler 40o C'de yok olurlar.

e- Yüksek kafein içerikli kahve, çay ve çikolatadan uzak durun. Yeşil çay daha iyi bir seçenektir ve kanserle savaşan özellikleri vardır. Bilinen toksinler ve ağır metaller içeren musluk suyu yerine arıtılmış veya filtrelenmiş su içiniz. Damıtılmış su asittir, kaçınılmalıdır.

12) Et proteininin sindirimi zordur ve çok sindirim enzimi ister. Bağırsaklarda duran sindirilmemiş et çürür ve daha çok toksin birikimine neden olur.

13) Kanser hücrelerinin duvarları sert protein ile kaplıdır. Et yemekten kaçınarak veya azaltarak, kanser hücrelerinin protein duvarlarına saldıran enzimler daha çok açığa çıkar ve vücudun öldürücü hücrelerinin kanser hücrelerini yok etmelerini sağlar.

14) Bazı destek maddeleri (IP6, Flor-ssence, Essiac, anti-oksidanlar, vitaminler, mineraller, EFA'lar v.s..) bağışıklık sistemini güçlendirerek, vücudun kendi öldürücü hücrelerinin kanser hücrelerini yok etmesine yardımcı olur. E vitamini gibi diğer destek maddelerinin de, vücudun hasarlı, istenmeyen veya ihtiyaç olmayan hücrelerin atılmasının normal yolu olan, apoptoziz veya programlanmış hücre ölümüne yardımcı olduğu bilinmektedir.

15) Kanser zihinsel, bedeni ve ruhsal bir hastalıktır. Öngörülü ve olumlu bir ruh kanser savaşçısını muzaffer yapar. Öfke, affetmezlik ve acı bedeni stresli ve asitli bir ortama sokar. Seven ve affeden bir ruha sahip olmayı öğrenin. Sakin olmayı ve hayatın tadını çıkarmayı öğrenin.

16) Kanser hücreleri oksijenli ortamda gelişemezler. Günlük egzersizler ve derin nefes alma hücre düzeyine kadar daha fazla oksijen alınmasına yardımcı olur. Oksijen terapisi kanser hücrelerini yok etmek için diğer bir yöntemdir.

JOHN HOPKINS HASTANESİ'NDEN KANSER GÜNCELLEMESİ

1) Mikrodalga fırına plastik kap koymayınız.

2) Dondurucuya su şişesi koymayınız.

3) Mikro dalga fırınına plastik ambalaj koymayınız.

4) John Hopkins Hastanesi bunu yakın bir zamanda bülteninde yayınlamıştır. Bu bilgi Walter Reed Ordu Tıp Merkezi tarafından da yayınlanmaktadır. Dioksin kimyasalları kansere, özellikle de göğüs kanserine, neden olmaktadır. Dioksinler vücudumuzun hücreleri için son derece zehirlidir. Plastik şişelerdeki suyu dondurmayınız, çünkü bu plastiğin içindeki dioksinin salınmasına neden olur.
Castle Hastanesi Sağlıklılık Programı Yöneticisi Dr. Edward Fujimoto bu sağlık tehdidini anlatmak için yakınlarda bir televizyon programına çıktı. Dioksinleri ve bizim için ne kadar kötü olduklarını anlattı. Plastik kaplar içindeki yiyeceklerimizi mikrodalga fırınlarda ısıtmamamız gerektiğini söyledi. Bu özellikle de yağlı yiyecekler için geçerli. (İngilizce metindeki fat sözc .


--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bu çok ama çok faydalı bilgilere yapılacak elbet bir yorum olamaz.
Fakat günümüz dünyası ve Türkiyesinde İsrailden alınan genetiği değiştirilmiş tohumları yetiştirirken,
Organik bile olsa gıdaların hızlı büyümesi için hormonu, böceklenmemesi için tarım ilaçlarını denetim altında olmadan bilinçsizce kullanırken,
Mevsiminde yetişmeyen bu yiyecekleri tüketmekte ısrar ederken,
Özellikle Ankarada oturuyorsanız çeşmenizden akan suyun arsenikli olduğunu, ağır metaller içerdiğini biliyor, içmesenizde sarı sarı akan, kokan, vücudunuzda kaygan bir yüzel oluşturan ve istemesenizde kullanmak zorunda bırakıyorken
ve
En acısı tüm bunları bilip susuyorken,
Nasıl kansere yakalanmayacağımızı düşünmeden edemiyorum.
Malesef ses çıkartmayı bir yere bırakın, onun yerine yaptıklarını unutturmaya çalışan Ankara Büyükşehir Belediyesi sizin ödediğiniz vergilerle size eğlence düzenliyor ve hediyeler veriyor ise siz kanser olmayı hakediyorsunuz demektir.
..

28 Temmuz 2008 Pazartesi

Cem Yılmaz dan İSTİKLAL MARŞI Yorumu...

İSTİKBAL MARŞI
Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak!
Dönmeyip Amerika'da, arlanmaksızın yaşayacak!.
O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak,
Hortumladıkları benimdir, milletimindir ancak!
Çalma, kurban olayım hepsini ey hırslı çakal!
Gariban halkıma da bir pul bırakacak kadar al!
Olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal,
Hakkını vermezsen burdaki ortaklarının behemehal!
Ben ezelden beri aç yaşadım, aç yaşarım!
Hangi hükümet beni kurtaracakmış, şaşarım!
Kurumuş musluk gibiyim, ne akar ne taşarım!
Yırtsam da bir tarafımı, hiç görülmez başarım!
Mali krizler, yoluna örmüşse çelikten bir duvar,
Benim .ceğiz, .cağız diyen bir hükümetim var!
Bağırsın korkma, nasıl işimize burnunu sokar?
'Avrupa Birliği' denen tekdişi kalmış canavar!
Arkadaş, Meclis'e namusuyla çalışanları uğratma sakın!
İşe aldıracakların, olsun hep sana yakın!
Gelecektir, cezanı vereceği günler Hakkın,
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın!
Yaktığın yerleri 'orman' diyerek geçme, tanı!
Çalışanı işten at, doldur kadroya yatanı!
Gözleri açık yatır seni kurtaran atanı,
Satılmadik o kaldı, durma satıver şu vatanı!
Sermaye mutlu olsun, olsa da çevre feda!
Semizlettin Apo'yu, mezarında dönsün Şüheda!
Uydurma kanunlarla Meclis'ten getirin seda!
On bin Yıllık tarihe, yurdum ederken veda!
Cümlenizin bu yurdu yok etmek mi emeli?
Yediginiz herzelere başka ne demeli!
Oyuverin altını iyice sallansın temeli,
Yurdumun ki, sonunda vatandaş kükremeli!
O zaman durur belki gözümden akan yaşım,
O zaman doğrulur belim, yukarı kalkar başım,
O zaman boşa gitmez yıllar süren uğraşım!
HESABINI VERİP TE GİTTİĞİNİZ GÜN KARDAŞIM,
Dalgalanın dolar gibi sizde şimdi ey suçlular!
Olsun artık soyguncuya vurulacak bir yular,
Ebediyen, öyle yok hesapsız bir iktidar!
Hakkıdır garip yaşamış vatandaş 'ın da gülmek,
Hakkıdır ezilmiş milletimin, aydınlık bir İstikbal!
Cem YILMAZ

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

İlk önce Facebook da, daha sonra da mailler aracılığı ile karşılaştık.
Her ne kadar usta komedyen Cem YILMAZ 'ın yazdığı idda edilsede gerçeğin ne olduğunu şu an kimse bilmiyor...
Yine de yerinde anlatımıyla gerek Türk siyaseti ve politikacılarına, gerekse ülke ve millet üzerinde oynanan oyunlara bir gönderme niteliği taşıyan İstiklal Marşı 'mızın uyarlanmış halidir.
Yazan her kim olursa olsun ülke sorunlarına yönelik bu anlatımından dolayı kendisine teşekkür ederim.
Halkımızın her zaman ve her duruma karşı daima bilinçli olması temennisiyle...

MSN Mesenger Paralı mı Olacak ?

yollarmisin? cunku 1 ağustos
msn messenger paralı olcak,
ama sen bunu msn messengerından
12 kisiye yollarsan seniin icin
bedava! bu bir saka değil
(inanmasan
msn.com'a bak) eğer
sen bu maili 12 kisiye
yollarsan msn icon'un mavi

olacak.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sanırım 2000 yılından beri dolaşan ve artık şehir efsanesine dönüşmüş bir konu!
Tek amaç tüm msn adreslerine ulaşmak isteyen bir kaç kişinin sürekli birilerine gönderdiği boş maillerden başka birşey değil.
Şaşırtıcı olan ise gayet ciddi bir dille msn.com 'un kaynak gösterilmesi!
Benim kanaatimce milyonlarca kişinin kullandığı msn 'in paralı olması bu şirketinde asla işine gelmeyecektir.
Şayet milyonlara ulaşan üyelerini bir anda kaybetmekle sonuçlanacak bir son onları beklemektedir.
Sanal alem dediğimiz internet dünyasında msn 'e alternatif olacak bir çok şirket halihazırda bulunmaktadır.
Unutmayınki MSN de ICQ 'ya alternatif olarak çıkmıştı.
Paralı olması durumunda ICQ 'nun başına gelenler kendisininde başına gelebilir...

13 Temmuz 2008 Pazar

Asrın Buluşu ERKE

Asrın buluşu (!) ERKE ortaya çıktı
Üst düzey emekli komutanların katıldığı gösterişli bir tören ve reklam kampanyasıyla tanıtılan, ancak geçen 1.5 yıl içerisinde bir daha haber alınamayan "asrın buluşu Erke Dönergeci" çalışmaları sessiz ama derinden devam ediyor. TPE'den (Türk Patent Enstitüsü) patent aldığı ortaya çıkan Erke Dönergeci, şimdi de uluslararası patentin peşinde..

Erke Dönergeci için 10 Ekim 2006 tarihinde yapılan patent başvurusu sonuçlandı. TPE'nin, Erke Dönergeci'ne verdiği patent 21 Mayıs 2008 tarihli ve 2008/5 sayılı TPE Resmi Patent Bülteni'nde yayımlandı. Erke Araştırmaları Mühendislik AŞ., buluşun uluslararası patentine sahip olmak amacıyla Türkiye'nin de üyesi olduğu İsviçre merkezli WIPO'ya (World Intellectual Property Organisation - Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı) başvurdu. Erke buluşu WIPO'nun 17 Nisan 2008 tarihli bülteninde de "Gyroscopic apparatus" (Denge çarkı cihazı) başlığı ve PCT/IB2006/054206 uluslararası başvuru numarasıyla yayımlandı.

ERKE NASIL ÇALIŞIYOR?

Sır gibi saklanan Erke Dönergeci, patent belgesinde şöyle tanımlandı:

"Bu buluş, erke üreten bir kuvvet makinesi ve bu makinenin çalışma yöntemi ile ilgilidir. Daha da özellikle bu buluş ilk hareket verildikten ve güç elde edildikten sonra hareketin devamı ve erke üretilmesi için sistemin dışından erke girişi gerekmeksizin çalıştırılabilen ve verimi 1'den büyük olan bir kuvvet makinesi ve bunun çalışma yöntemi ile ilgilidir. Halihazırda erke üreten sistemlerde, örneğin pistonlu buhar makinesi, buhar türbini, gaz türbini, su türbini, rüzgar türbini, benzin motoru, dizel motoru, elektrik motoru, nükleer santral, esas çalışma prensibi mevcut erkenin başka bir yapıdaki erkeye dönüştürülmesidir. Bu sistemlerin erke üretebilmesi için sisteme dışarıdan devamlı erke uygulanması gerekmektedir. Ayrıca, dönüşüm kayıplarından dolayı bu sistemlerin verimi de 1'den büyük olamaz."

Erke Dönergeci'nde ise yükten dolayı gelen direnç makinenin bünyesinde elde edilen güç ile karşılanır. Erke üretme yöntemi ile çalışan makinelerde bir ilk hareket tertibatı vardır. Makine kendi kendine çalışmaya devam edecek hale gelinceye kadar bu tertibat vasıtasıyla makineye güç verilir. Makine çalışmaya başlayınca çıkışta sisteme verilen güçten daha fazla bir güç elde edilir.

DÖNDÜRMEK YETERLİ

Dönergec'in çalışması için kendi ekseni etrafında döndürülmesinin yeterli olduğu ve ayrıca bir enerji kullanımına gerek olmadığı da anlatılıyor:

"İvmelendirme hareketinin devamlılığının sağlanabilmesi için dönergecin kendi ekseni etrafındaki dönüş hareketinin ve uygulanan momentin devamlılık arz etmesi gerekmektedir. İvmelendirme hareketinin gerçekleşmesi için dönergecin kendi eksenindeki dönüş hareketine verilmesi gereken erke miktarı dönergecin kendi eksenindeki dönüş hareketine karşı olan dirençleri yenecek kadardır. İvmelendirme hareketi neticesinde maddenin atalet özelliğinden dolayı maddesel noktaların içinde kuvvetler meydana gelir. Bu kuvvetlerin bütünü iç etki kuvvet alanını meydana getirir. Erke Dönergeci'nde herhangi bir yakıt kullanılarak güç üretilmediği için çevreye zarar verilmemektedir."

ERKE'NİN İLK RESİMLERİ

Erke buluşunun temel özelliği, "ilk hareketi verdikten sonra sürekli enerji üretme yeteneğine sahip olması" olarak gösteriliyor. Diğer her türlü makineye enerji üretebilmesi için sürekli olarak dışarıdan enerji verilmesi gerekiyor. Erke Dönergeci ise ilk hareket verildikten ve güç elde edildikten sonra hareketin devamını sistemin dışından başka bir erke girişi gerekmeden kendisi sağlıyor.

KOD ADI F16B

TPE'nin hazırladığı Patent belgelerinde Erke Dönergeci "F16B 1/00" tasnif koduyla anılıyor. Buluşun sahibi "Mustafa Naci Öztürk". Patent Başvurusunu yapan firmanın adı "ERKE Erke Araştırmaları ve Mühendislik A.Ş." Buluş başlığı, "Erke üreten bir kuvvet makinesi ve bunun çalışma yöntemi ". Başvuru Numarası 2006/05622. Evrak Numarası "2006-G-171054"



---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bildiğiniz gibi 2006 'dan beri sır gibi saklanan ve saklanmakta olan Erke 'yi herkes merak etmekteydi. Öncelikle 1992 yılında tamamen Türk sermayesiyle kurulan ERKE Erke Araştırmaları ve Mühendislik A.Ş. buluşundan ötürü kutlamak gerekir. Herhangi bir yakıt gerektirmemesi, ilk hareketten sonra tekrar dışarıdan güç almamsıyla, hem çevreye zarar vermeyen, hemde ekonomik olduğu anlaşılan bir buluş. Kendilerininde belirttiği gibi öncelikle Türk Halkının kullanımına verileceği günü heyecanla bekliyorum.
Umarım Devletimiz de bu buluşa hakettiği değeri ve desteği vererek Türk milletinin onuru bir kat daha arttıracaktır.
Şimdiden Vatana ve Millete Hayırlı ve Uğurlu olsun...

ERDİL YAŞAROĞLU 'NDAN MOHİKAN ESPİRİLER








11 Temmuz 2008 Cuma

Yılmaz Özdil 'in 9 Temmuz 2008 Yazısı

Erkenekon!


Deli dana.

Kuş gribi.

Kene...


*

Hayvanat kafayı bize taktı!

*

Adamın biri tavuk yetiştirmeye karar vermiş. Civciv almış, saksıya ekmiş... Ertesi sabah "Büyüdü mü acaba" diye baktığında bir de görmüş ki, civciv ölü... Komşuya danışmış. Komşu demiş ki, "Kardeşim, delirdin mi sen, civcivi komple gömmüşsün, ölür tabii, sadece ayaklarını gömeceksin, öyle sulayacaksın..." Bizimki komşuyu dinlemiş, gitmiş yeni bir civciv almış, ayaklarından gömmüş, kafa dışarda, sulamış... Ertesi sabah "Büyüdü mü acaba" diye baktığında bir de görmüş ki, civciv ölü... "İyisi mi" demiş, "bilim adamlarına danışayım..." Oturmuş, üniversiteye mektup yazmış, ne yaptığını tek tek anlatarak, "durum böyle böyle" demiş... Üç gün sonra üniversiteden cevap gelmiş: "Saksının toprağını gönderin, tahlil yapalım!"

*

Gülüyorsunuz di mi?

Gülmeyin...

*

Bakın geçenlerde, Elazığ'da yaşandı. Yukarıdaki gibi fıkra değil, gerçek... Keçi sağarken bir kadının ağzına sinek kaçtı. Yanlışlıkla yuttu. Sineğin midesinde çoğalmasından korktuğu için ne yaptı biliyor musunuz? Haşere ilacı içti!

*

Özetle.

"Seçmen" buysa...

O seçmenin seçtiği Sağlık Bakanı, önce "Keneye karşı pantolon paçalarını çoraba sokun" diyor, sonra da "Basın niye kene ölümlerini haber yapıyor" diyorsa...

Birbirini imha etmek için Ergenekon falan kurmaya ihtiyacı yoktur o milletin.

Erkenekon halleder.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bilmiyorum ülkemin el değmemiş fakat yaratıcılıkta sınır tanımayan halkımın bu tarz feci haberlere konu olmasına

gülmek mi?,

yoksa ağlamak mı?

gerekir...

Ak Parti ilk 5 yıllık ülke yönetimi deneyiminde ülkeyi düşürdüğü durumdan sonra, seçimlerde 2. defa ve daha çok oyla tek parti olarak seçilmiş ve hükümeti kendi oluşturmuştu. Temmuz 2007 seçimlerinin açıklanmasıyla birlikte bu denli fazla oy alacağını düşünmediği parti hakklında insanlar seçim değerlendirmesi yapmaya başladı. Aralarında hep şu diyolog geçti:

"-Sen hangi partiye oy verdin

- b partisine

- İyi de! Bu adamlara sen oy vermedin, ben oy vermedim!!!!

Öyleyse kim oy verdi?"

Bu diyolog bizde 2 sonuç çıkartmaktadır:

1. si ya oy vermedim diyenlerden yalan söyleyenler var...

2. si bu işin altında bir çapanoğlu yatıyor...